Osmanlı İmparatorluğunun Son Pençe Geçiren Aslanı IV. Murat Han


 IV. Murat Han

        Osmanlı İmparatorluğunda başarısı ile tanınan bir sürü yönetici ve Padişah vardır. Hepsinin ismi 
sosyal medyada veya günümüz televizyonlarında çokça anılır, dillendirilir. Ben size bugün ismi sık anılmayan fakat hayırlı bir şekilde yad edilmeyi fazlasıyla hak eden Osmanlının son aslanlarından biri olan IV Murat Handan bahsedeceğim.
    
         IV Murat yaptıklarından çok baskıcı rejimi ve uyguladığı yasaklar verdiği idam kararlarıyla anılan tarihi bir kişiliktir. Fakat derinlemesine bir inceleme yapıldığı zaman ve o günün şartları düzgünce analiz edildiğinde yaptıklarının aslında ne kadar mantıklı olduğu ve arkasında nasıl bir devlet aklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Kendisi daha çocukken tahta geçmiş ve otoritesini gerçek manada sağlayabilmek için senelerce beklemek zorunda kalmış bir padişahtır. Annesi Kösem Sultan senelerce onun yerine saltanat naibi olarak tahtı yönetmiş ve ülke siyasetine yön vermiştir.  IV Murat dönemini anlamak için o dönemdeki devletin içinde bulunduğu duruma ordunun yapısına çok iyi bakmak gerekmektedir. Bu günün popüler Osmanlıcaların pek anmadığı bu kutlu yönetici devletin en kötü zamanlarından birinde tahta çıkmıştır. Ülke içinde karışıklıklar ve isyanlar, orduda başı bozukluk bir hayli ilerlemiş vaziyetteyken sıkı yasaklar ile devlet otoritesini yeniden eline almıştır. Kendisine ve devlet yönetimine karşı isyan için askeri kışkırtan ulema kesimindeki insanları gözünün yaşına bakmadan infaz ettirmiş devlet içindeki çok başlı yapılanmayı ortadan kaldırmıştır. Günümüz de daha iyi anlaşılmaktadır ki devlet içinde devletleşme çok tehlikeli ve ülke için zararlı bir durumdur. Başlık içinde belirttiğim gibi Osmanlının Pençelerini son kuşanan padişahtır.
Duraklama döneminde Osmanlı ya yükseliş yaşatmış bir yöneticidir.
Ordusu başında sefere çıkan askeriyle göğüs göğüse muharebe eden son Osmanlı mareşalidir. Bağdat Fatihi yüce hünkardır. Başı bozuk orduyu toplayıp ordusu başında Bağdat'ı feth edip tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Hatta o denemde halk Bağdat seferine çıkan Yüce hünkarları ve kutlu ordusunu görebilmek için sokaklara dökülmüş onları gururla seyretmiş ve yolcu etmiştir. Çünkü o dönemde ordu başında sefere çıkan Padişahlar adeta bir efsaneye dönüşmüş üzerinden bir hayli vakit geçmişti. "Bağdat' feht etmek Bağdat'ın kendinden güzel miydi ne?" sözleri halkın ve ordunun böylesine gözü kara, cesur bir yöneticiye fazlasıyla özlem duyduğunu açıkça gün yüzüne çıkartmaktadır ve unutulmamalıdır ki  IV Murat Han'a , Kanuni Sultan Süleyman gibi ağzına kadar dolu bir devlet hazinesi veya o dönemin en modern ordusu kalmamıştır. Kendi iradesi ve devlet aklı ile devleti sağlamlaştırmış ekonomik gidişatı düzenleyebilmek için alimlerine araştırmalar yapmalarını emredip raporlar hazırlatmıştır. Fakat kader ona müsade etmemiş sadece 27 yaşında daha gencecikken vefat etmiştir. 
Sorgulanmaz otoritesiyle belki devletin ömrünün senelerce uzamasına vesile olmuştur kim bilir.  Saygı, özlem , sevgi ve rahmetle anmaktayım. "T.D"


Aşağıdan bloğumun diğer ilginizi çekebilecek paylaşımlarına ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

İlginizi Çekebilecek Diğer Yayınlar

Enver Paşa ve Mustafa Kemal Paşa Arasındaki Mektuplaşma

Çanakkale Geçilmedi Geçilemeyecek

Sarıkamış Harekatı -2

Tarihin Kara Lekelerinden Menemen Ayaklanması

İstiklal Marşının Yazım Sürecinde Yaşananlar

Enteresan Tarihi Olaylar 2 "Kartallarla Leyleklerin Savaşı"

Halifeliğin Kaldırılması Laik Türkiye İçin En Atılmış En Kuvvetli Adım