Kayıtlar

Tarihin Kara Lekelerinden Menemen Ayaklanması

Resim
Cehaletin Yüzümüze Acı İçinde Çarpan Sonucu      23 Aralık 1930 tarihinde vuku bulmuş Cumhuriyet tarihindeki en acı, en iğrenç olaylardan birisidir. Kendini " Mehdi "    ilan eden avam, avel, insan müsfettesi kişiliğin başını çektiği topluluk Manisa Menemen'de toplanırlar. Halkı korkutmak, sindirmek için onları 70bin kişilik bir hilafet ordusunun desteklediğini söylerler ve halk isteyerek veya istemeyerek yanlarına geçmek zorunda kalır.(Desteklemeseler dahi kalabalığın içine karışırlar.)        Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulması üzerine alay komutanı bir manga asker ile Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay'ı olay yerine gönderir. Yedek Subay Kubilay askerlerinden ayrılıp gurubun arasına girer ve onları ikna etmeye çalışır ki zarar görmesinler. Fakat içlerindeki bilinçten yoksun mahluklardan bir tanesi Kubilay'a ateş eder ve onu yaralar. Bunu gören askerler gruba ateş açarlar fakat mühimmatları  zarar vermeyen günümüzün plastik mermileri vari birşeydir ve gr

Sarıkamış Harekatı -2

Resim
  Tarih'in Övünç Kaynağı Türk Ordusu       Bu günün anlam ve önemine istinaden yazımı iki parçada yazmayı uygun gördüm.  İlk yazıma buradan ulaşabilirsiniz.  Peki Türk ordusunu bu kadar özel kılan neydi? Sarıkamış 'a bakıldığında neleri gözlemleyebiliriz? Sarıkamış'ta esasen herkesçe bilinen Türk Ordusunun hangi özellikleri gözlemlenebilir?       Türk ordusu dediğimiz zaman aklınıza yüzlerce ve hatta binlerce isim, yapılan kahramanlıklar, cesaret ve merhametin bütün örnekleri gelmektedir. Türk ordusu fedakardır ve cefakardır. Halkı ve milletinin refahı, menfaati ve vatan müdafaası için gözünü dahi kırpmadan yüzlerce kez kendini düşmana siper edip ateş halkına ulaşmadan göğsünde söndürmüştür. Sarıkamış bugün bilindiği üzere 10binlerce askerimizin donarak can verdiği hazin ve ziyadesiyle üzücü bir olaydır. Fakat sizlerin dikkatini bir yere çekmek istiyorum. Orada şehit düşen askerlerimizin hepsi neredeyse oraya giderlerken öleceklerinin soğuğun onları etkileyeceğinin farkınd

Sarıkamış Harekatı

Resim
  Hırsın Kaybettiği Canlar         Bu bir tarih bloğu ama adı üzerinde blog okuyucularım ara sıra kendi düşüncülerimi de paylaştığımı biliyorlardır. Bu günkü yazımda salt tarihi olaylardan değil okuduklarım üzerine yaptığım çıkarımlardan bahsedeceğim.       Öncelikle Enver Paşa, Hafız Hakkı Paşa, İhsan Paşa ve Galip Paşa fazlasıyla ve bu gün bizim anlayamayacağımız derece de milliyetçi kişiliklerdi. Fakat ne oldu da Sarıkamış' ta şanlı Türk ordusu kırıldı ve binlerce şehit verdik. O günü komutanları deneyimsiz, savaş görmemiş, cepheden yada askerden haberi olmayan tecrübesiz şahıslar değillerdi. Sarıkamış öncesi aslında durumu ziyadesiyle irdeleyip anlayabilecek askeri zeka ve birikime sahiplerdi. Fakat zekalarının önüne ideoloji ve hırsları geçince olanlar oldu. Yeterli teçhizatı soğuğa karşı dayanacak gücü olmayan orduyu eksi bilmem kaç derece soğuğa Sarıkamış'a sürdüler. Kahraman mehmetçik elbette ki cepheden kaçmazdı yada emir sorgulamazdı en nihayetinde Türk askeriydi onla

Osmanlı İmparatorluğunun Son Pençe Geçiren Aslanı IV. Murat Han

Resim
  IV. Murat Han         Osmanlı İmparatorluğunda başarısı ile tanınan bir sürü yönetici ve Padişah vardır. Hepsinin ismi  sosyal medyada veya günümüz televizyonlarında çokça anılır, dillendirilir. Ben size bugün ismi sık anılmayan fakat hayırlı bir şekilde yad edilmeyi fazlasıyla hak eden Osmanlının son aslanlarından biri olan IV Murat Handan bahsedeceğim.               IV Murat yaptıklarından çok baskıcı rejimi ve uyguladığı yasaklar verdiği idam kararlarıyla anılan tarihi bir kişiliktir. Fakat derinlemesine bir inceleme yapıldığı zaman ve o günün şartları düzgünce analiz edildiğinde yaptıklarının aslında ne kadar mantıklı olduğu ve arkasında nasıl bir devlet aklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Kendisi daha çocukken tahta geçmiş ve otoritesini gerçek manada sağlayabilmek için senelerce beklemek zorunda kalmış bir padişahtır. Annesi Kösem Sultan senelerce onun yerine saltanat naibi olarak tahtı yönetmiş ve ülke siyasetine yön vermiştir.  IV Murat dönemini anlamak için o dönemdeki devleti

Enver Paşa ve Mustafa Kemal Paşa Arasındaki Mektuplaşma

Resim
Kurtuluş Savaşı Zamanında Atatürk ve Enver Paşa Mektuplaşması Dünya Savaşı’nın ardından, Almanya’nın yenilgisi ve Osmanlı İmparatorluğu’nu Sevr Antlaşması’na sürükleyen çöküşün ardından Kasım 1918’de ülkeyi terk eden Enver Paşa 26 Ağustos 1920’de Mustafa Kemal’e Moskova’dan aşağıdaki şu mektubu yazar ve gönderir; 26 Ağustos 1920   Kardeşim efendim, Bundan on gün evvel Moskova’ya vardım.  Burada tesadüf ettiğim delegelerimizle görüştüm. Memleketin menfaatine ait bazı meselelerin haline muvaffak olduklarını görerek memnun oldum. Ben, İslam muhitinde teşkilat icrasıyla memleketin kurtarılması uğrunda çalışmak maksadıyla buraya geldim. Sovyet Hükümeti erkaniyle görüşerek kendilerini de fikrime muvafık buldum. Esasen Ruslar, Komünizm şeklinde olmasa bile İngiltere aleyhindeki ihtilal hareketine yardım etmeyi prensip olarak kabul etmişlerdir. İtalya Ekonomik Bunalımla Yüzyüzedir;  Buradaki teşebbüs ve icraatından ara sıra sizi haberdar ederim. Avrupa umumi ahvali pek karışıktır. Bu husustaki

Enteresan Tarihi Olaylar 3 "Şebeş Savaşı (Osmanlı İmp. /Kutsal Roma-Cermen İmp.)"

Resim
  Alman Kaynaklarına Göre Şebeş Savaşı     Şebeş savaşı Osmanlı ve Alman kaynaklarında iki farklı şekilde tasvir edilmiştir. Bugün sizlere savaşı Alman kaynaklarında anlatıldığı üzere aktaracağım. Karanşebeş(Şebeş) savaşı tarihin en garip savaşlarından bir tanesidir ordu içindeki farklı milletlerin ve anlaşmazlığın nelere sebebiyet verebileceğinin en büyük kanıtlarından bir tanesidir. Hadi başlayalım.     Kaynaklara göre 17 Eylül 1788 akşamı yaşanmış bir olaydır. Savaş demememin sebebini birazdan anlayacaksınız. 100 bin kadar Avusturya öncü birliği keşif için ordunun önünden Karanşebeş kasabasına gidip  yakınlarında kamp kurarlar(Günümüz  Romanya'sında Caransebeş). Hafif süvari birliği (Hussar birliği) keşif için Timiş nehrinden karşıya geçerler. Fakat orada Osmanlı ordusuna dair tek bir iz bile bulamazlar. Hafif süvari birliğinin yolda karşılaştığı çingene konvoyu onlara schnapps (cin,alkollü likör) satmayı teklif eder. Teklifi beğenen askerler alkol fıçılarını satın alırlar. Arka

I.Murat (Murad-ı Hüdavendigar, Gazi Hünkar)

Resim
  3. Osmanlı Padişahı I.Murat      Eğlenceli Tarih Dersleri: Osmanlın 3. padişahı olan Sultan Murat'ın babası Orhan Gazi annesi ise Nilüfer Hatundur. Osmanlı Devletinin İlhanlılardan I. Murat zamanı tamamen koptuğu onlara karşı bir bağlılığının vergi ödeme durunun kalamadığı düşünülmektedir. Osmanlı Devletinde Sultan unvanı  ilk kez bu dönem için kullanılmıştır. Kaynaklar ne olmamakla birlikte Şehzadeliği döneminde Bursa'da sancak beyliği yaptığı muhtemeldir. 1361 de babası Orhan Beyin ölümü üzerine bursa ahileri kararıyla hünkar ilan edilmiş ve Bursa'ya çağrılmıştır. Tahta geçtikten sonra yeni bir hünkarın haberini alan çevredeki Osmanlı düşmanları Bizanslar Karaman Oğulları vb. Osmanlıya karşı bir takım hareketlere girişmişlerdir. Fakat Sultan Murat deneyimli komutanları  ve ulemayla danışarak tahta çıktığı ilk sene içinde isyan hazırlığı içindeki kardeşlerini bertaraf etmiş, Karaman Oğullarını malup etmiş ve elden çıkmış olan Ankara kalesine hücum edip kaleyi geri almış

II. Abdülhamit Han

Resim
  GÖK SULTAN MI KIZIL SULTAN MI?          Osmanlı İmparatorluğunun en çok tartışılan konuşulan hakkında bir tarafta iltifatlar dizilirken diğer bir tarafın ise kızgınlıkla andığı yönetici Osmanlı’nın son gerçek mutlak hakimiyet sağlayabilmiş Padişahı II. Abdülhamit Han. Bu içeriklerim içinde yazarken en çok zorladığım içerik açıkçası. Fakat yazmaktan da bir gram çekinmediğim bir yazı olacak. Hadi başlayalım.            Tarih Yazıcılığı ve Tarihi Değerlendirme başlıklı yazımda da anlattığım üzere Tarihi bir şahsı yöneticiyi anlatırken bir yargıya varılmadan üzerinde fikir yürütmeden önce bulunduğu dönemin şartları derinlemesine incelenmelidir. Üzerine yeterince araştırma yapmadan tarihi bir kişilik hakkında ahkam kesmek pek doğru bir hareket değildir. II. Abdülhamit Han 19. Yüzyılın en çalkantılı Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde olduğu ve büyük kayıplar yaşadığı bir dönemde Osmanlı tahtına geçmiştir. 31 Ağustos 1876 – 27 Nisan 1909 tarihleri arasında tahtta kalmıştır. Dön

ORHAN GAZİ (Osmanlı İmparatorluğu İkinci Padişahı)

Resim
Orhan Gazi(İhtiyareddin,Seyfettin)              Orhan Gazi veya diğer bir söylenişle Orhan Bey Osmanlı İmparatorluğunun ikinci padişahıdır. Babası Osman Bey annesi Malhun Hatundur. Sarışın, uzun boylu ve mavi gözlü olarak kaynaklarda aktarılmaktadır. Halkı tarafından çok sevilen bir yöneticidir. Ulemayla da arasının iyi olduğu onlara saygı duyduğu aktarılmıştır. Merhametli bir yöneticidir. Çoğu zaman halkın arasına karıştığı ve dertlerini bizzat dinlediği söylenir. Babası Osman Gazinin vefatı üzerine 1326 yılında bey olmuştur. Ölüm tarihi net olmasa dahi 1359-1362 yılları arasında vefat ettiği bilinmektedir.                Beyliği sırasında diğer tüm Anadolu'daki beylikler gibi İran'da bulunun İlhanlılar devletine vergi ödemiştir. Yani o sıralar Osmanlının Tam bağımsız bir güç olmadığı söylenebilir. Anadolu'da ve Bizans üzerinde çok fazla sefer yapılıp galibiyetler alınmıştır. Babasından 16bin km ² olarak devraldığı beylik sınırlarını  95bim km²'ye kadar genişletmiştir

Enteresan Tarihi Olaylar 2 "Kartallarla Leyleklerin Savaşı"

Resim
  Kartallarla Leyleklerin Savaşı         Türk ve Dünya tarihi yüzlerce binlerce savaş görmüştür. Bunların bir kısmı destanlaşmış abartılı hikayelerle günümüzde çokça duyulmakta anlatılmaktır. Bugün sizlere tarihin en ilginç ve az bilinen savaşlarından bir tanesinden bahsedeceğim. "Kartallarla Leyleklerin Savaşı".        18 Ağustos 1934 senesinde Times Gazetesinin Türkiye'de görev yapan muhabiri tarafından yapılan haberle kamuoyu tarafından duyulup dikkate alınmıştır. Savaş 6 tane kartalın bir Leylek yuvasına saldırması anne, baba ve tüm yavruları öldürmesi sonucu başlamıştır. Ne kadar insanı bir özellik olarak bilinse dahi sanırım hayvanlarda intikam duygusunu taşımaktalar. Kartallar yuva baskınından bir kaç gün sonra yeni bir yuvaya saldırmak istemişler fakat gittiklerinde yuvanın boş olduğunu görmüşler aktarılana göre. Çünkü Leylekler önlemlerini almışlar ve yuvaların bir kısmını boşaltmışlar. Daha sonrası olanlar şuana kadar anlattıklarımdan çok daha ilginçtir. Memleke